“İstikbalimizin İstiklali” - Ayşe Nur Sivri Featured

“Ədəbiyyat və incəsənət” portalının “Ulduz” jurnalı ilə birgə BİRİ İKİSİNDƏ layihəsində Türkiyənin “Genç Yürekler” jurnalının təqdim etdiyi 51 türk müəllif inin yazıları yer alır. Türkiyə türkcəsində yayılan əsərlərin əsas qayəsi budur: “Dildə, fikirdə, işdə birlik!”.

 

 

“İstikbalimizin İstiklali”

 

Ayşe NurSivri

 

Kara bulutlar sarmış çepeçevre her yanı. Fırtına üstüne fırtına kopmuş, taş üstünde taş kalmamıştır. Bu hengameden kurtulan hâlâ umutla bakan yüzlerce çift göz. İşte o umutları yeşertecek adeta çöl topraklarına düşen su misali bir ışık gerekliydi. Bu ışık öyle bir ışık olmalıydı ki, coşkunun, hürriyetin, esaretin bitişinin timsali olmalıydı.

Sene 1921. Savaştan yeni çıkmış, yoksulluğun, acının, yasın dibine vurmuş, lakin başı her daim dik olan bir millet. Her evde, her yürekte cayır-cayır yanan ateş, gözlerde yaş vardı; ama dilde tek bir kelime, o da “hürriyet”. Bütün bu acının, kederin tek bir devası olabilir ancak. Cephedeki şehit ataların, gözü yaşlı feryat eden anaların, daha körpecik dulların, beşikteki biçare yetimin asla boyun eğmeyeceğinin ve ilelelbet de böyle olacağını anlatan bir marş. Kanla sulanmış topraklarıma yaraşır, mavi göklerin ay yıldızına sevda olacak bir marş.

Günler geçer. Yüreğinde yalnız Allah ve vatan aşkı olan bir şair geliverir. Sırtında bir paltosu bile yoktur. Yardıma muhtaçtır, ama onun umurunda mı ki? “Vatan olmadan elde neyleyim malı-mülkü?” der. Tacettin Dergahı’ndaki küçük odasına çekiliverir usulca. Aklında tek bir düşünce vardır: Hürriyet.

Mart ayıdır. Akif’in kalbine nakşeden vatan sevdası kaleminden süzülür âdeta bir inci tanesi edasıyla. “Korkma!” diye başlar insanı hayran bırakan mısralarına. Lakin bir sorun baş gösterir. Kaleminin mürekkebi bitmeye yüz tutmuştur. Peki durabilir mi? Yarım kalabilir mi bu büyük aşk? Kim, ne engel olabilirdi? Aldı ellerine çiviyi, kazıdı dergâhın duvarlarına bir-bir mısraları. Çok sürmeden bitmişti kendine hayran bırakan o mükemmel şiir.

       Meclis’te herkes heyecan içinde beklemekteydi. Coşku ve gururla haykıra-haykıra defalarca kez okundu “İstiklâl Marşı”. Umutla bakan o başı dimdik millete en güzel armağanı vermişti yüce gönüllü insan. Ondan başka kim yazabilirdi ki, milletin ruhunu yansıtan bir marşı? Elbette ki, kimse! Artık bir marştan öteydi. Ay-yıldızın sevdası, ağlamaktan göz pınarları kurumuş anaların feryadı, yetim kalan yavrumun ışığıydı. Şehit olan on beş yaşındaki atalarımın verdiği mücadelenin simgesi idi. Şehitlerimize “sizleri unutmadık, unutmayız” demenin bir başka şekliydi İstiklal Marşı.

 

“Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,

Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar

“Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?!”

 

Özgürlüğü, iman gücünü her bir dizesine en güzel hâliyle işlemiş güzel insan. Sarsa da dört yanımızı düşman, yıkamaz yüzlerce gönüldeki köklü imanı. Biz Türk milletiyiz, aç yatarız, yeri gelir susuz kalırız; ancak Vatan olmadan yaşayamayız. Kanla sularız bu topraklarını, ama veremeyiz. İşte kazanılan bu destansı zaferin yüreğimize perçem-perçem işlenmiş hâlidir “İstiklal Marşı”.

Şiirlerini bir araya getirdiği “Safahat”ına “İstiklâl Marşı”nı dahil etmez. “O, Türk milletine aittir” der. Sözlerine devam eder yüce gönüllü insan: “Allah bu millete bir daha “İstiklal Marşı” yazdırmasın.” O günden bu yana hepimizin yüreğine nakşedildi bu sözler. Bize düşen ise bu duaya iştirak etmektir, asırlar boyu atalarımızın kurup, canla-başla koruduğu, uğruna şehit olduğu bu Vatanı korumak, mavi gökte al bayrağın gölgesinde marşımızı başı dik bir şekilde söylemektir.

 

“Dalgalan sen de şafaklar gibi, ey şanlı hilal!

Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal!

Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal,

Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet!

Hakkıdır Hakk’a tapan, milletimin İstiklal!”

 

Bu Vatan kolay alınmadı. Binlerce neferin kanı ile sulanmadık bir tek kara parçası dahi yoktur. Verilen bu zorlu mücadelenin hakkını ödemek mümkün değil. Çiğnetmedi atalarımız, çiğnetmez de torunları bu kutsal toprakları.

Şehit olan binlerce askerimizi ve gönüllere taht kuran şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u rahmetle ve minnetle anarım. Allah hepsinden razı olsun.

 

“Ədəbiyyat və incəsənət”

(02.10.2024)

Sayt Azərbaycan Respublikası Mədəniyyət Nazirliyi tərəfindən 2024-cü ildə “Qeyri-hökumət təşkilatları üçün qrant müsabiqəsi” çərçivəsində Azərbaycan Ədəbiyyat Fondunun həyata keçirdiyi “Yeniyetmə və gənclərdə mütaliə mədəniyyətinin formalaşdırılması” layihəsinin tərəfdaşı olaraq yenilənmiş, yeni bölmələr əlavə ediımiş, layihənin təbliği üzrə funksional fəaliyyət aparılmışdır.