“Ədəbiyyat və incəsənət” portalı Türkiyənin və türk dünyasının ünlü sənətçisi Ferhat Livaneli ilə müsahibə götürmüşdür. Müsahibədə həm də gələn ay 75 yaşını qeyd edəcək Sumqayıt şəhəri ilə bağlı məqamlar vardır.
Portalımız üçün müsahibəni AYB Sumqayıt bölməsinin sədri Gülnarə Cəmaləddin götürüb.
-Ferhat bey merhaba, Nasılsınız?
Bize biraz kendinizden söz eder misiniz? Müzik eğitiminiz ve hayatınız hakkında.
-Merhabalar, teşekkürler, iyiyim, sağlığımıza dikkat ediyoruz, siz nasılsınız iyi olmanızı umarım.
O yılar babamın savcı olarak görev yaptığı il olan Amasya’da doğmuşum. 3 yaşından itibaren babamın görev yeri Ankara’da yaşadım. İlkokuldan Üniversite yılları da dahil olmak üzere 24 yaşına kadar Ankara’da bulundum. ODTU’ de ekonomi eğitimi aldım, okulu tamamlamadan İsveç’e müzik okumaya gittim, 1979-1993 arası İsveç Stockholm’de ikamet ettim. Bu dönemin büyük bölümü müzik eğitimi ile geçti. Klasik Gitar, Armoni, ve çağdaş müzik konularını bünyesinde bulunduran Birkagarden Müzik Yüksek Okulundan mezun oldum. Ayrıca koro şefliği, kontrpuan, piyano eğitimi aldım.
1993 yılında İstanbul Devlet Modern Folk Müzik Topluluğunda sanat yönetmeni olarak göreve başlayarak Türkiye’ye taşındım. 2017 yılında emekli oldum. Halen bir çok müzik çalışmasını yürütüyorum. Kendi adımla kurmuş olduğum bir orkestramız bulunuyor. Kayıt ve Konserlerimiz devam ediyor.
-Siz Türkiye'nin hayatında önemli yeri olan bir neslin evladısınız. Dedeniz Ömer bey şehitlik zirvesine yücelmiş, abiniz Zülfü LİVANELİ bey Dünya'ca ünlü yazar ve sanatçıdır, siz kendiniz de Dünya'ca tanınan ve sevilen bir sanatçısınız. Aileniz ve sanat yolunuzdan bahsedermisiniz?
-Dedemin babası Ömer bey 1877- 1878 Rus harbi yıllarında çok önemli askeri görevlerde bulunmuş, bir sefer sırasında şehit olmuştur. Dedem Zülfikar Livanelioğlu sorgu hakimi olarak görev yapmış, babam Mustafa Sabri Livanelioğlu 1982 yılına kadar Yargıtay 2. Ceza dairesi başkanı olarak görev yapmış, emekli olmuştur.
Ağabeyim Zülfü Livaneli sanatın bir çok alanında ve edebiyatta sayısız eserler vermiş, bildiğiniz gibi Türk halkına ve dünyaya mal olmuş bir sanatçıdır.
İlk profesyonel çalışmalarına başladığım 1974 yılından bu yana hiç bırakmadığım müzikte bu yıl 50. yılım oldu.
Ankara’da başladığım ilk yıllardan bugüne kadar geçen sürede tiyatro müzikleri, stüdyo albüm kayıtları, konser etkinlikleri, film, dizi müzikleri ve aynı zamanda eğitim verme konularında faaliyet gösterdim. 20 yıl önce ArtLife Müzik adında bir müzik eğitim kurumu oluşturdum, halen faaliyetimiz devam etmektedir.
-Azerbaycan'la ilgili neleri biliyorsunuz?
-Azerbaycan’ı öncelikle kendimizden farklı görmüyorum, dost ve kardeşlikten de öte bir duygu bu. Havaalanında indiğimizde kendimizi yabancı hissetmedik.
Bir çok konuda ve özellikle müzik konusunda çok gelişmiş olduğunu biliyorum
Çok değerli sanatçılar var, sayın Fikret Amirov, Ali Ekber Tagiyev. Arif Babayev ve birçoğu..
-Bildiğim kadarıyla siz Azerbaycan'da konser vermiştiniz. Azerbaycan ruhunuzda hangi izleri bıraktı?
-Azerbaycan’a 2014 yılında Devlet Modern Folk Müzik Topluluğu ile birkaç konser vermek için gelmiştik. Şeki’de Beynel Halk Müziği Festivaline katılarak bir konser verdik. Tovuz’da bir konser gerçekleştirdik. Ayrıca geçen yıl vefatını üzülerek öğrendiğim değerli milletvekili Ganire Paşayeva’nın planlama ve programını yaptığı bir geziye katıldık, bu gezide sadece Ganire Hanım ve biz vardık. Çatışmaların devam ettiği sınır bölgesinde askeri birliği ziyaret ettik, askerlere bir moral konseri yaptık, Müzik ve danslarla çok özel, hiçbir zaman unutamayacağımız duygusal anlar yaşadık, çok sıcak bir kardeşlik ve dostluk atmosferi oluştu. Azerbaycan’a bu ilk ziyaretimizden bir çok güzel kardeşlik anısı birktirerek döndük.
-Azerbaycan'lı müzisyenlerle ilişkileriniz var mı? Dostlarınız var mı?
-Azerbaycanlı müzisyen ve solistlerle çalışmalarımız oldu, İstanbul Senfoni ve bir çok senfoni orkestrasını yöneten şef Fahrettin Kerimov, Ünlü sanatçı Brillant Dadaşova ile birlikte çalıştık.
Hazırladığım albümlerde bir çok değerli Azerbaycanlı ezgilere yer verdim, arkadaşlarla icra ettik.
-Baküden sonra Azerbaycan’ın ikinci büyük şehri Sumgayıt'la ilgili bilgileriniz? Sumgayıt'da bulundunuz mu hiç?Bulunmadıysanız, Sumgayıt'ta olmayı hiç düşündünüz mü?
-Sumgayıt’da bulunmadım, Azerbaycan’ın ikinci büyük şehri olduğunu ve Bakü’ye yakın olduğunu biliyorum. Kısmet olursa ziyaret etmeyi çok isterim
-Biliyorum, Sumgayıt'ın 70.yılı jubileside sizin de bir hediyeniz olmuştu. Türkiye'nin ve Azerbaycan'ın ünlü ressamlarının eserlerinin yer aldığı ve sizin bestelerinizden oluşan bir klip düzenlemiştiniz ve çok güzel bir sanat eseri olmuş, bu klipler Dünya dijital platformlarında yayınlanmış ve uluslararası bir esere dönüşmüş, çok beğeni almıştı. Yine böyle ortak çalışmalar düşünüyormusunuz?
-Memnuniyetle böyle çalışmalar yine hazırlarız. Değerli sanat insanı Fethi Akın Bey’in emekleri büyüktür, birlikte yine bazı projeler olabilir.
-Bu yıl Zoom proğramı üzerinden AYB Sumgayıt bölmesinin daveti ile etkinliğe katılmıştınız. Bizlere çok güzel anlar bahşettiniz. Bu konuda siz neler düşündünüz?
-Etkili ve aynı zamanda dostani, keyifli bir etkinik olmuştu. Sizin Değerli girişiminiz ile hazırlanmış, sanat ve kültür insanlarının paylaşımları dostluk çerçevesinde her kes için yararlı oldu, güzel bir anı olarak kalacaktır.
-Nazım Hikmet Azerbaycan'da çok sevilen bir şairdir. Amma Türkiye'de şimdi de onu kabul etmeyen insanlar vardır. Amma Siz ve abiniz Zülfü Livaneli bey Nazım Hikmet şiirlerine çoklu eserler bestelemiştir. Zor olmadı mı bu sizler için?
-Bizim için zor olduğunu düşünmüyorum, herhangi bir zorluk yaşamadık. Nazım Hikmet ülke çapında çok değerli bir şair olarak kabul ediliyor artık
-Abiniz Zülfü Livaneli ile Müzik ve diğer konularda ilişkileriniz nasıl?
-Ağabeyim Zülfü Livaneli ile Müzik etkinliklerine başladığım yıl olan 1974 de başladım. yurt içinde ve yurt dışında 50 yıldan bu yana sayısız konser, albüm, film müziği çalışmalarını gerçekleştirdik. Abi kardeş ilişkisinden öte sayısız seyahat, sohbet, paylaşımlarla geçen 50 yıl..
-Türk insanının ruhunda bir hüzün vardır. İster şiirlerinde, resimlerinde ve isterse de Müziklerinde bu daha çok aydın gözüküyor. Bence her halkın müziği de, sanatı da hayatının aynasıdır. Sizce?
-Ben de öyle olduğunu düşünüyorum, sanatın her zaman hayatın izdüşümü olduğunu düşünürüm.
-Bir sanat insanı için şimdiki Dünya'da yaşamak zor değil mi?
-Duygusal her kişi için çok zor, Günümüzde ne yazık ki aklınıza gelmeyecek ölçüde çarpıklıklara, zalimlikler’e şahit oluyoruz.
-Yalnız kaldığınız zamanlarda ruhunuzda çalınan hangi müzikdir?
-Çeşitli müzikler olabilyor. Bazen bir caz parçası, klasik müzik eseri ya da Türk sanat müziği eseri olabiliyor.
-Şöhret ve Sanat. ikisi bir araya sığıyor mu sizce?
-Şöhret ve Sanat’ın kesişen bölümleri oluyar, ama tam olarak üst üste örtüşmüyor. Yine de Şöhretin sanata, sanatın şöhrete katkısı oluyor diye düşünüyorum.
-Bu yıl Sumgayıt'ın 75.yılı tamam oluyor. Ünlü bir sanat adamından Şehrimizin yubileyine arzularını, isteklerini bilmek bize çok hoş olurdu. Bu konuda neler söylersiniz?
-Şimdiden tebrik ederim. Mutlaka derin düşünülmüş planlarınız, programlarınız vardır.
75 yıllık bir zaman tünelinde her 10 yılın yaşam tarzı, müzkleri. estetik anlayışı, resimleri sergilenebilir.
“Ədəbiyyat və incəsənət”
(24.10.2024)