Habil Yaşar, “Ədəbiyyat və incəsənət”
Budəfəki qonağım qardaş Türkiyənin dəyərli yazıçılarından biri, Türkiyə Yazıçılar Birliyinin üzvü, redaktor, tənqidçi Erol Aydın bəydir
-Salam Erol Aydın bəy! Necəsiniz? Zəhmət olmasa öncə özünüz haqqında məlumat verərdiniz.
-1965 Kars/ Sarıkamış doğumluyum. 1987 yılından beri İzmir’de ikamet ediyorum. Teknik adam olarak 30 sene özel sektöründe çalıştıktan sonra 2018 yılında emekli oldum. Evliyim, biri kız, diğeri erkek ikiz çocuk babasıyım. Yazmak ve okumak hayatımın her döneminde çok büyük yer tutmuştur. Emekli olduktan sonra internet haber sitelerinde köşe yazarlığı yapmaktayım. Tercüman Gazetesi, Habergündemim, Haberini Oku, Akasyam Haber, Saylan Medya gibi platformlarda,haftada bir gün genellikle sosyolojik ve deneme tarzında yazıyorum. Gündem, karşılaştığım olumsuzluklar, toplumsal sorunlar, gözlemler, dini konular, ve insani ilişkiler ilgi alanlarım olmaktadır. Köşe yazarlığı dışında kitap editörlüğü ve eleştirmenliği de ilgi alanlarım dahilindedir. Bugüne kadar 20 farklı yazarın 30 kitabını basım öncesi yayıma hazırladım. Genellikle redaktörlük arzu edilirse de kitap kapağından ismine varıncaya kadar editör olarak destekliyorum. Eleştirmenlik ise kitabın kapağından, içeriğine, kurgusundan imlasına varıncaya kadar eleştirel okuma sonrasında hem teknik hem de genel olarak değerlendirilerek ilgili raporu yazar ve yayın evine iletilmekteyim. Yayın evleri, genellikle maliyet unsurunu göz önüne alarak editörlük hizmetini ihmal edildiği için kitaplarda çok büyük hatalar sürpriz değildir. Günlük rutin okumaktan dolayı elde ettiğim kelime haznesi ve ifade kabiliyeti dolayısıyla hem yazmak, hem eleştirmek hem de düzeltmek benim için oldukça mekanik bir rutin olmaktadır. TYB (Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi) üyesiyim, aynı zamanda YAZŞA-DER (Yazarlar ve Şairler Dayanışma Derneği) kuruluşunda kurucu üye olarak görev almış bulunuyorum.
- Əsərləriniz haqqında məlumat verə bilərsinizmi?
-Haftalık köşe yazılarımı konuları itibariyle her daim kullanılabilir olduğu için havuz oluşturmak suretiyle yazarak havuza atıyorum. O hafta uygun yazıyı havuzdan seçerek yayımlıyorum. Dolayısıyla önüme mevzu ve konu çıktıkça yazarak arşivliyorum. Bazense güncel konuları da anında yazdığım da oluyor. Editörlük işini ise herhangi bir yayın evine bağlı olmaksızın serbest olarak yapmaktayım. Yazarların referans ve tavsiyeleri ile sürekli bir dosya ile uğraşarak basım öncesi desteğim devam ediyor. Eleştirmenlik ise genellikle yeni basılan kitapların yazarları tarafından gönderilmesi suretiyle gerçekleşmektedir. Yaptığım eleştiriler, yeni basımlarda kitabın; daha iyi, daha güzel ve daha mükemmele ulaşma yolunda yazara destek sağlamaktadır. Aynı zamanda kitaba da değer katmaktadır. Köşe yazılarından oluşan kitap çıkarma düşüncesi de ileride inşallah gerçekleşmiş olacaktır. Anılardan oluşan bir adet kitabım, “Dağın Arkasını Gören Adam” çalıştığım firma tarafından basıldığı için literatüre girmemiştir.
-Azərbaycan və Türkiyədə mütaliə sizi qane edirmi?
-Bu soruya vakıf olamadığım için anladığım cevabı vermek istiyorum. Dolayısıyla gerekirse soruyu cevaba uygun olarak revize ederseniz sevinirim. Azərbaycan ve Türkiye geçmişten gelen ortak; kültürü, tarihi, geleneği, töresi ve geçmişi ile bir ve bütündür. Vahşi kapitalizmin ve Sovyet Rusya’nın ideolojik olarak bizi ayrıştırmak için ortaya koyduğu plan günümüzde tarumar olmuş durumdadır. Şimdi birbirimizi daha yakından tanıma ve restorasyon süreci devam etmektedir. Dolayısıyla genetik olarak Azərbaycan halkı kültür ve sanat konusunda her daim bir adım önde olmuştur. Sokaktaki her bir kişi şair ve ozan olduğu için bu seviyeyi her zaman gıpta ile takdir etmişimdir. Azərbaycan adı bile ruhumda çok büyük bir coşku ve esenliğe sebep olmaktadır. Hele kullandığınız lehçe öz Türkçe olup, bizim dejenere ettiğimiz dilimizi muhafaza etmiş olmanız her türlü takdirin üzerindedir. Var olsun, Türkiye-Azərbaycan dostluğu ve kardeşliği. İçinde bulunduğumuz yüzyılın Türk asrı olması Kızılelma ülküsü için elzemdir.
-Ənənəvi və ya elektron kitablara üstünlük verirsiniz?
-Bizler nesil olarak bilgi çağının öncesinde dünyaya geldiğimiz için gelenekseli her ortamda tercih ediyorum. Bu kitap konusunda da aynı şekilde devam etmektedir. Kitaba dokunmak, onun matbaa ve mürekkep kokusunu duymak çok farklı bir duygu olmaktadır. Hissetmekle başlayan mutluluk, her bir sayfayı çevirirken ortaya çıkan ses, gerektiğinde sayfa boşluklarına yazılan notlar ve önemli bazı satırların kalem ile altlarının çizilmesi gibi duyguları elektronik ortamda elde etmeniz mümkün değildir. Elektronik kitaplarda belki çok büyük kolaylık ve avantajlar olsa da hatta dinleme imkânı bile olsa muhafazakâr insanların her daim tercihi gelenekselden yana olacaktır. Dolayısıyla geleneksel, belki konjonktürle birlikte azalsa da tamamen yok olması mümkün değildir. En büyük fark, geleneksel olanda ruh, dijital de mekanik bir duygunun olmasıdır.
-Gələcək planlarınızdan bəhs edə bilərsinizmi?
-İnancımız, “İnsanların en hayırlısı, insanlara en faydalı olandır!” diye ifade etmektedir. Dolayısıyla bir fani olarak, kalemimle ve kapasitem çerçevesinde iyiye ve güzele hizmet etmek felsefem olmaktadır. Ne iş yaparsanız yapın o işi en iyi şekilde yapmış olmanız hem toplum hem de ülkeniz için asıl hedef olacaktır. Edebiyat, bir ülkenin en önemli gelişmişlik göstergesi olduğu için köşe yazarlığı, editör ve eleştirmen olarak katkı sunarsam kendimi bahtiyar addetmiş olacağım.
Saygı ve hürmetle, Erol Aydın, Balçova/İzmir.
“Ədəbiyyat və incəsənət”
(27.12.2024)