Bir Sinema… “Başlangıç”: Gerçeklik üzerine - Erdem Yapan Featured

“Ədəbiyyat və incəsənət” portalının “Ulduz” jurnalı ilə birgə təqdim etdiyi layihədə Türkiyənin “Genç Yürekler” jurnalının seçimində 51 türk müəllifinin yazıları yer alır. Türkiyə türkcəsində yayılan əsərlərin əsas qayəsi budur: “Dildə, fikirdə, işdə birlik!”.

 

 

Bir Sinema…

 

“Başlangıç”: Gerçeklik üzerine

 

Erdem Yapan

 

Christopher Nolan’ın 12 sene önce izleyicilerle buluşan ve en başarılı filmlerinden biri olarak gösterilen “Başlangıç”da (Inception) kahramanımız Cobb, insanların rüya anlarında zihinlerine girip, bilinçaltının derinliklerindeki sırları çalan yetenekli bir hırsızdır. Onun bu casusluk yeteneği yüzünden uluslararası aranan bir kaçak olmuş ve sevdiklerinin hayatına zarar vermiştir. Kendisine tüm suçlarını affettirecek bir görev verilir. Amacı bu defa fikir çalmak değil, tam tersine hedefteki kişinin rüya durumunda bilinçaltına fikir ekmektir; fakat bu hiç kolay olmayacaktır. 

Film, vizyona girdiği süreçte ilginç konusundan ötürü tartışmaları da beraberinde getirdi. Gerçeklik ve rüyalar arasındaki belirsiz ilişkiler ve ucu açık biten sonundan dolayı film birçok izleyicinin aklının karışmasına ve çeşitli varsayımlar üretmesine sebep olup, gerçeklik üzerine de düşündürmüştür.

Gerçeklik, bilinen anlamıyla var olan her şeyin durumu olarak tanımlanır; fakat bu kavram terimsel olarak görülebilir olsun ya da olmasın, idrak edilebilir olsun ya da olmasın hepsini içine alır. Batı’da düşünürler bu kavramla alakalı olarak apperance-reality (görünüş-gerçeklik) ilişkisi üzerine çalışmalar yapmış ve bunla alakalı en bilinen argumanlardan birini Fransız filozof Descartes ortaya atmıştır. “İlk felsefe üzerine meditasyonlar” adlı eserinde kendisi tüm bilgisinden şüphe edip “gerçeklik” hakkında mutlak ve garantili gerçekleri bulmaya çalışır.

“… Unutamam ki, başka zamanlarda benzer yanılsamalar tarafından uykuda aldatıldım; ve bu durumları dikkatle değerlendirdiğimde, uyanıklık halinin uykudan ayırt edilmesini sağlayacak kesin işaretlerin olmadığını net görüyorum ve şaşkınlık duyuyorum; ve hayret içinde neredeyse kendimi şu anda rüya gördüğüme ikna ediyorum”.

Descartes, gerçeği arama uğrunda amacına ulaşmak için kendisini ve duyularını manipüle eden bir “Büyük aldatıcı” olduğunu düşünüyormuş gibi yapmaktadır. Böylelikle Descartes, akıl yürütme yoluyla kendi varlığını, Tanrı'nın varlığını ve daha sonra diğer nesnelerin varlığının ihtimalini kendi açısından bir bakıma kanıtlamış olur. Fakat yine tüm bu akıl yürütme metoduna rağmen kendisini gerçekliğin ikilemine düşmekten kurtaramaz.

Filme dönecek olursak, geçmişte Cobb ile birlikte rüya âlemine dalarak yaratıcılığı ve oradaki hazzı deneyimleyen Mal karakteri, 50 yıldan daha fazla bir süre arafta yaşadıktan sonra, neyin gerçek olduğunu algılama yetisini kaybedip oradaki hayatı daha çok sevmiş, ikilemde kaldığı sürecin ardından gerçeklik algısını tamamen yitirip, arafı daha çok benimsemiştir. (Filmde araf kavramının bildiğimiz anlamından farklı olarak sonsuz bir rüya âlemi ve içinde hiçbir şey bulunmayan, hayal gücüne dayalı, saf sınırsız bir bilinçaltı olarak tarif edildiğini ekleyelim) Araftan uyanıp her ne kadar gerçek hayata dönse de kaybolan gerçeklik yetisi yüzünden kendisini hâlâ rüyada zannetmiş ve bu rüyadan uyanması gerektiğini düşünerek intihar etmiştir. Onun tüm bu ikilemi ve gerçeklik üzerine sahip olduğu kafa karışıklığı bir bakıma Descartes’in temsilidir.

“... Trenin seni belli bir yere götürmesini umuyorsun, ama emin değilsin.”

Filmde gerçeklik kavramı üzerinden tartışma yaratmasına sebep olan şey son sahnesidir. Burada Cobb’un toteminin yere düşmeden dönmesi, çocuklarının yüzünün gözükmesi izleyicileri ikileme sokmuştur. Buna ilişkin çeşitli varsayımlar mevcuttur. Örneğin bir teoriye göre filmin sonunun gerçek olmadığını ve Cobb’un filmin başından itibaren rüyada olduğunu iddia edenler de var. Miles’ın “Gerçekliğine geri dön” şeklindeki sitemi bunu kanıtlar nitelikte. Bir başka varsayım ise Cobb’un filmin başından sonuna kadar arafta olduğunu ve aklını yitirmemek için kafasında olayları sürekli tekrar ettiğini söylüyor. Buna göre filmden önce Cobb olayları binlerce kez kafasında tekrar ediyor ve son tekrar edişi ise bizim izlediğimiz film oluyor, sonunda da uyanıp gerçek hayata dönüyor. 

Bir başka bakış açısı Miles karakterini canlandıran Michael Caine`in “Neyin gerçek, neyin rüya olduğunu anlayamıyorum” şeklinde sitemine karşılık Nolan’dan “Sahnede sen varsan gerçek, yoksan rüya” yanıtını almış olması.  Tabi şu sonuca varmak da mümkün; belki de sorun bizdedir. Final sahnesi bu açıdan açık bir şekilde belli olmasına rağmen Cobb’un karısı gibi artık rüya da mı, yoksa gerçeklikte mi olduğumuzu anlayamayacak bir duruma gelmişizdir, kim bilir?! 

Kafamız yeterince karıştıysa yazımın son kısmında filmin yönetmeninin fikirlerine değinelim. Nolan, Princeton Üniversitesi'nde yaptığı konuşmada bu konuyla ilgili fikirlerini şu şekilde ifade ediyor:

“Bu tarz konuşmalarda gelenek olduğu üzere, genellikle sizlere “Hayallerinizi takip edin” gibi cümleler sarf edilir, ama ben sizlere aynı şeyi söylemek istemiyorum, çünkü ben buna inanmıyorum. Ben, gerçekliğinizi takip etmenizi istiyorum. Gerçeklik, neye inanıyorsanız odur”.

Filmin sonu içinse “O filmin sonunda Leonardo DiCaprio’nun karakteri Cobb, çocuklarından uzaklaşmıştı ve kendi öznel gerçekliğinde yaşıyordu. Artık rüya mı, gerçek mi olduğuna hiç aldırmıyordu ve bu da bize bir şeyi belirtir. Filmin sonundaki o son sahneye gelecek olursak insana fark eder; çünkü gerçekliğin özü böyledir. Gerçeklik fark eder” dedi.

Buradan görüyoruz ki, film, bahsettiğimiz bu felsefi zemin üzerinden gerçekliğin ne olduğunu biz izleyicilere sormak için yapılmış bir film ve yönetmenin de bahsettiği gibi sonuç bize bırakılmış.

“Kimim ben?

Rüyasında kelebek olduğunu gören bir insan mı?

Yoksa rüyasında insan olduğunu gören bir kelebek mi?” (Chuang Tzu)   

            

“Ədəbiyyat və incəsənət”

(12.11.2024)

 

 

 

 

 

Sayt Azərbaycan Respublikası Mədəniyyət Nazirliyi tərəfindən 2024-cü ildə “Qeyri-hökumət təşkilatları üçün qrant müsabiqəsi” çərçivəsində Azərbaycan Ədəbiyyat Fondunun həyata keçirdiyi “Yeniyetmə və gənclərdə mütaliə mədəniyyətinin formalaşdırılması” layihəsinin tərəfdaşı olaraq yenilənmiş, yeni bölmələr əlavə ediımiş, layihənin təbliği üzrə funksional fəaliyyət aparılmışdır.