“Ədəbiyyat və incəsənət” portalının “Ulduz” jurnalı ilə birgə təqdim etdiyi layihədə Türkiyənin “Genç Yürekler” jurnalının seçimində 51 türk müəllifinin yazıları yer alır. Türkiyə türkcəsində yayılan əsərlərin əsas qayəsi budur: “Dildə, fikirdə, işdə birlik!”.
“Cemal Safi için gönlümden… “
Mehmet Ali Kalkan
Bir gün Cemal Safi Ağabey'e “İmkânsız şiirini nasıl yazdınız?” diye sordum, anlattı:
“Bir akşam Zekai Tunca, Metin Everest ile beraber oturuyorduk. Daha başka kişiler de vardı. Mesela, Rasim Adasal gelirdi. Sohbet eder, bir-birimiz ile fikir alış-verişinde bulunurduk. Zekai Tunca “Cemal Abi, yirmi civarında şiirini Orhan Gencebay besteledi, onlar sanat müziği değil, bir şiirini de bana ver” dedi. Ardından da ilave etti: “Bir sevgili ancak düşlerine giriyor, başka türlü göremiyorsun, böyle bir sevgili olur mu? Ya da böyle bir şiir”.
Kafamda bir şeyler tasarladım. Ertesi gün gömleğimin cebinde yazdığım bir notu buldum, unutmuşum. Şöyle yazmışım: “Yıldızlara baktırdım fallara çıkmıyorsun”. “Fallarda” değil, “fallara”. Sonra bir günde şiiri tamamladım.
Bir müddet sonra Zekai Bey telefon etti, şiiri sordu, telefonda okudum. Hemen kalkıp geldi. İki gün içinde de kürdilihicazkâr makamında besteledi.
İlk önce Ayşegül Durukan Hanım okumuştu kasete, yanlış hatırlamıyorsam. Daha sonra okuyan sanatçı sayısı otuz altı oldu. Kasetin kapağına ya “İmkânsız” yazıyorlardı, ya da “Rüyalarım olmasa”.'
“Adı neden “İmkânsız?””- deyince de şöyle konuştu:
“O dönemde “olanak”, “olasılık” gibi kelimeler moda haline getiriliyordu. Bunlar edebi kelime değil, şiir kelimesi hiç değil. “Bir ihtimal daha var” şarkısını “Bir olasılık daha var” yapsak olur mu?”
İmkânsız (Rüyalarım olmasa)
Yıldızlara baktırdım fallara çıkmıyorsun,
Seni görmem imkansız rüyalarım olmasa.
Pencereden bakmıyor, yollara çıkmıyorsun,
Seni görmem imkansız rüyalarım olmasa.
Zor mu geldi kalbinde bana sevgi saklamak?
Yakıp gittiğin yeri dönüp bir kez yoklamak?
Değil sabaha kadar seni öpüp koklamak,
Seni sarmam imkansız rüyalarım olmasa.
Sevmesem özler miyim seni can pahasına?
Ne olur bir fırsat ver, beni bir daha sına.
Adını söyleyemem senden bir başkasına,
Seni sormam imkansız rüyalarım olmasa.
Düşlerimde incitsem, günlerce uyuyamam,
Sana değil, saçının bir teline kıyamam.
Yıllar sonra dönsen de “nerde kaldın?” diyemem,
Seni kırmam imkansız rüyalarım olmasa.
Yalvarırım mektup yaz beş dakkanı ayır da,
Su serp yanan sineme sağlığını duyur da.
Yaban gülü gibisin dağda, kırda, bayırda,
Seni dermem imkansız rüyalarım olmasa.
(Cemal Safi)
…
Cemal Safi Ağabey önce bir “Şiir kaseti” çıkarmıştı. Sene 1988-89 olmalı. Arabada defalarca dinlemiştim. Daha sonra kitap olarak “Vurgun” çıkmıştı.O yıllarda Cemal Safi Ağabey'e halimi arz etmiş, bir şiir yazmışım, iki gün önce elime geçen “Vurgun” kitabının arasından çıktı.Bazı şiirlerinin adını kullanmışım yazarken. “Telefon da sen”, “Vurgun”, “Sende kalmış” gibi...
Arzuhal
Gönlümden çıkmıyor o kor dudaklım,
Buldu benim gibi safı, Ağabey.
Telefon sesinde vurgun yer aklım,
Yaptırır bir sürü gafı, Ağabey.
Eşini bulamam dolaşsam arşı,
Her şeye muhalif, her şeye karşı.
Düğünde çaldırır Cenaze Marşı,
Ölü evinde de defi, Ağabeyə
“Meyvemi al” derim, ağacı ister,
Mehtaplı gecede yarasa besler.
Rica ediyorum, bana yol göster,
Şiir dünyasının şefi Ağabey.
Çok arzu etse de, yine eder naz,
Ahu görünse de, tilkice kurnaz.
Ne kadar anlatsam, az geliyor, az,
Ama bu kadarı kâfi, Ağabey.
İnsan katar-katar, hepsi sıralı,
Kimi sapasağlam, kimi yaralı.
Nice yüzler gördüm, çoğu daralı,
Sende kalmış cemal, safi, Ağabey.
Bu fotoğraf rahmetli Rasim Köroğlu'nu anmak için düzenlediğimiz günden. Eskişehir Tren Garında. Diğeri de Eskişehir Türk Ocağı'nda. Bir şiir de Rasim Köroğlu'ndan koyalım:
Aradım
Tükettim ayları, bitirdim günü,
Yıllarda aradım, nazlı yar, seni.
Kaybettim kendimi, şaşırdım yönü,
Yollarda aradım, nazlı yâr, seni.
Gözümün yaşını döktüm mendile,
Almadı dereler, aktı nafile.
Dolaştım sahrayı, döküldüm Nil'e,
Çöllerde aradım, nazlı yâr, seni.
Dışıma vurunca aşkın ataşı,
Tutuştu dünyanın öteki başı.
Isıttım toprağı, erittim taşı,
Küllerde aradım, nazlı yâr, seni.
Güllerin bülbüle buymuş mirası;
Her yanımı sardı diken yarası.
Alaca karanlık, seher sırası,
Güllerde aradım, nazlı yâr, seni.
Kandırdın Rasim'i cilve nazınan,
Anlatılmaz derdim üç-beş sözünen.
Paylaştım hepsini sarı sazınan,
Tellerde aradım, nazlı yâr, seni.
(Rasim Köroğlu)
...
Şehitlerimize, bu toprakları vatan yapanlara, atalarımıza, Cemal Safi Ağabey'e, Rasim Köroğlu'na, geçmişlerimize Allah rahmet eylesin. (17 Nisan 2018 Cemal Safi Ağabey'in vefat tarihi idi.)
“Ədəbiyyat və incəsənət”
(30.10.2024)
|